Sayın KAYAOKAY sohbetimize hoş geldiniz. Bize biraz kendinizi tanıtabilir misiniz? Hangi okullardan mezun oldunuz? Hangi eğitimleri aldınız?

– Hoşbuldum! Davetiniz için teşekkür ederim. 19 senedir reklam ve pazarlama iletişimi alanlarında profesyonel olarak çalışıyorum. 6 senedir de eğitim alanında danışmanlık ve mentorluk yapıyorum. Boğaziçi Üniversitesi’nde Matematik ve Sosyoloji okuduktan sonra Sosyoloji bölümünden mezun oldum. Global network ajanslarında 50’nin üzerinde markanın pazarlama iletişimi faaliyetlerinde çalıştım; çalışmaya da devam ediyorum. Bu firmalar da benim diğer okullarım oldu diye düşünüyorum.  

Uluslararası network ajanslarının özgün eğitim programlarına katıldım. Bir süre sonra da bu eğitimlerden kendi eğitim programlarımı oluşturmaya başladım. Bütünleşik pazarlama iletişimi, stratejik iletişim ve medya kullanımı, zaman yönetimi, liderlik, marka yönetimi, kreatif reklamcılık, kurumsal iletişim/PR/sosyal sorumluluk, araştırma, dijital pazarlama iletişimi konularında farklı kuruluşların eğitim modellerinden faydalanarak sonunda böyle bir aşamaya geldim.  

İş hayatınıza bir profesyonel olarak başladığınızı biliyoruz. İlk işinizden, görevlerinizden biraz söz edebilir misiniz?

– İlk işverenim 90’ların ilk yarısı için oldukça ileri vizyonu olan bir teknoloji firmasıydı. Fransa’da kullanılan Minitel modeliyle çalışan bir enformasyon ağını Türkiye’ye getirmek üzere çalışıyorduk; tabi o zamanlar modemler aracılığı ile hareket ediliyordu; hatırlayanlar olacaktır. Ben de taze bir sosyoloji mezunu olarak, çoğunluğu araştırmacı, akademisyen, reklamcı kişilerin oluşturduğu bu firmada,  pazarlama/ araştırma bölümünde çalışmaya başladım. Bu güzel fikrin ilk adımlarını atarak, farklı sektörlerden topladığımız bilgileri iş dünyasından evlere dek erişilebilir hale getirip on-line bir sistem kurmak üzere çalıştık. Ekonomik kriz nedeniyle maalesef proje hayata tam olarak geçemedi. Bense krizi dinlemeyerek farklı arayışlarımı devam ettirdim. 

Ardından üniversiteden arkadaşlarım beni 90’ların başında yıldızı yeni parlamaya başlayan reklam dünyasına tanıttılar. Dediğim gibi, sosyoloji eğitimim bu alanda bana büyük katkılar sağladı… Benim için doğru bir seçim olduğu kesinlikle söyleyebilirim.  

Profesyonel olarak çalıştığınız dönemin size ne gibi katkıları oldu?

– Yolun başında üniversite eğitimimin ve dönem hocalarımın iş alanıma büyük katkıları oldu. Herhangi bir meslekte mutfaktan yetişmenin ne kadar önemli olduğunu sosyoloji eğitimim sırasında sahaya inip araştırma ve analizler yaparak öğrendim. Eğitimimde yer alan özellikle araştırma ve istatistik bilgisi, analitik düşünme, kitle analizleri, sosyal psikoloji gibi başlıklar, pazarlama iletişimi alanında daha kolay uzmanlaşmamı sağladı.   

Uluslar arası iletişim networklerindeki ilk 12 senemde de kısaca, müşteri ilişkilerinin sadece strateji planlama ve kreatif grubu briflemenin ötesinde çok daha kritik fonksiyonlarının olduğunu, markanın pazarlama ekibiyle omuz omuza hareket edilebilen bir sistemle çalışılması gereğini deneyimledim. Reklamın ötesinde evrilen bir zamana şahit oldum; hala da oluyorum tabi. Bu başlangıç bana, özellikle 2000’lere doğru, iletişimin bütün ayaklarını bir arada ve belli bir strateji doğrultusunda yönetebilme yetisi kazandırdı. 

Biraz yurtdışı deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?

– Pazarlama iletişimi konularında Avrupa, Kafkas-Türki Cumhuriyetler ve Orta Doğu’da uluslararası markalarla yakından çalışma fırsatı buldum. Her sektörün marka iletişimi dinamikleriyle ilgili ülkenin tüketici ve firmalarının yerel özelliklerini harmanlayan ileri görüşlü, uzun soluklu iletişim stratejileri geliştiren ekiplerle çalıştım.  

Pazarlama iletişimi, reklamın güncel ve anlamlı olabilmesi için yerel kodlardan beslenmesi gerektiği zaman içinde markalar tarafından da anlaşıldı bu süre zarfında. Her uluslararası network bunu başaramadıysa da şimdilerde ‘Doğu’nun yükselen popülerliği ile bu gücü kullanabilen ajanslar/ iletişim grupları inanılmaz işlere imza atacaklar.

Bugünkü ajansınızdan biraz söz eder misiniz? Faaliyet alanlarınız nelerdir?

– GENNA Marketing Communications Group yeni bir ajans ve oldukça dinamik bir yapıya sahip. Yeni olsa da içinde 20 seneye yakın uluslararası marka yönetimi ve pazarlama iletişimi alanda da deneyimli yöneticiler ve profesyoneller barındırıyor. Reklam ajansı olmanın ötesinde pazarlama iletişiminin hangi dalında markanın ne ihtiyacı olduğuna bakıyor ve çözümlerini ona göre üretiyor.  Aslen Grup olma özelliğimizin altında yatan neden de bu…  Sıfırdan oluşturulacak markalar, sektörler ve elbette yeni oluşan pazarlar özellikle ilgimizi çekiyor.

Ne gibi yeni projeleriniz var?

– Yeni pazarlar konusunda ilk girişimimiz Azerbaycan oldu. 2011’in başlarında Bakü’de yeni bir ofis açtık ve inanılmaz bir ilgiyle karşılandık. Orta Doğu, Kuzey Afrika’dan Çin’in batısına dek uzun boylu planlarımız var. Hatta Avrupa’dan bile iletişim ‘know-how’ımıza büyük ilgi var. Başta Yönetim Kurulu Başkanımız Selim Tuncer ve Ajans Başkanımız Uğur Alparslan’ın vizyonları her zaman bizleri çok cesaretlendiriyor.  

Kısaca, önümüzdeki günlerde uluslararası reklam/ pazarlama iletişim arenasında ismimizi daha çok duyacaksınız. Stratejik marka yönetimi konusunda planlamalardan kreatif çözümlere uzanan ve konusunda uzman ancak benzer mantıkta iş yapan çözüm ortaklarımızla bu gücümüzü Türkiye’nin de ötesine taşıyor olacağız.

Özellikle bahsetmek istediğim bir yayınımız var: GENNARATION.

Sektörde bir ilk. Türkiye’nin ilk pazarlama iletişimi ve reklam gazetesi. Hatta size linkini de vereyim:  http://www.gennaration.com.tr

Eylül ayında 21. sayısını yayınlıyoruz. Basılı olarak da yayınlanıyor. Sektörün düşünen ve paylaşan değerli beyinleri ile birlikte çalışıyoruz. Türkiye’de ve dünyada iletişim pazarlamasının gidişatına dair önemli belgeler bunlar. Türkçe’nin yanında Azerice de yayınlanıyor. 

Bize biraz yapmış olduğunuz “Pazarlama İletişimi”nden söz edebilir misiniz?

– Markanın pazarlama grubuyla iletişim grubunun tam bir ekip halinde çalışması gereğine inanıyoruz. Ürün veya hizmetin sağlıklı ve sağlam bir marka olabilmesi için sadece kitle medyasında yapılan değil kurumsal kimliğinden sosyal medya etkinliğine varıncaya dek detaylı pazar yolculuğunda yapacağı toplam iletişimi çok önemsiyoruz. Her bir iletişim kanalını objektif biçimde stratejik marka yönetimi planlarına dahil etmek üzere sorgular ve markanın ihtiyaçlarını firmasının gücüyle de orantılandırarak belirliyoruz. Olması gereken planlarla gerçekçi planlar arasında en efektif ve etkili yolları araştırarak hareket ediyoruz. Kreatif çözümler işte tam burada işimize çok yarar. Ses getirmenin ötesinde sonuç getirecek yaratıcı çözümlere bakıyoruz. Bu da markalarla uzun soluklu iş birlikteliklerini tercih etmemizi gerektiriyor.

Kaç kişilik bir kadro ile çalışıyorsunuz?

– Ajansımız 40 kişilik bir kadroya sahip. Ortaklık yaptığımız firmalarla beraber herhangi bir detaylı projede 150 kişiden fazla kişiye genişleyebiliyoruz. 

Reklam sektöründe çalışacak gençlere ne gibi önerileriniz olabilir?

– Ajansların hangi departmanında görev alırlarsa alsınlar sadece kitle medyasında yayınlanan reklamların oluşturulmasında değil pazarlama iletişiminin her alanında kendilerini eğitmelerini, hizmet verdikleri sektörlerin dışındaki sektörlerdeki pazarlama sistemleri konusunda gelişmeleri takip etmeleri ve hem kendi ülkelerinde hem de uluslararası arenada pazarlama / pazarlama iletişimi sektörlerindeki fikir liderlerini takip etmelerini öneriyorum.  

Bu göründüğü kadar kolay değil zira mesleki yeterliklerini hayatlarının her döneminde kendilerini de yenilemeye gayret etmeleri büyük önem taşıyor. Zamanı geldiğinde de her meslekte olduğu gibi okulda öğrenilemeyen noktaları iş dünyasına yeni girenlere ve gireceklere aktarmaya çalışmalılar diye düşünüyorum. Günümüzde dijital olanaklarla bu gibi paylaşımlar oldukça popüler hale geliyor ve içerik oluşturmamak için eskisi gibi bahanelerimiz yok; yani, dersini çalışmayan herhangi bir sektör mensubu artık olamaz.    

Sizi ve çalışmalarınızı yakından tanıma fırsatı bulduk; başarılar diliyoruz.

– Ben de sizi tanıdığım için çok sevindim; tekrar çok teşekkür ediyorum.

 

Söyleşiyi yapan: Hakan Okay, Eylül 2011