Doç. Dr. Mehmet TIĞLI

Bu ki­ta­bı yaz­ma­ya gi­riş­me­min ilk ne­de­ni; her in­sa­nın ki­şi­sel ge­li­şi­min­de ai­le ve top­lu­mun ol­du­ğu ka­dar o bi­re­yin il­gi duy­du­ğu ba­zı şöh­ret­le­rin de rol oy­na­ya­bi­le­ce­ği dü­şün­ce­si­ne sa­hip ol­mam­dır. Be­ni bu ko­nu­da aka­de­mik bir şey­ler yaz­ma­ya iten ana ne­den ise; he­men he­men her in­sa­nı az çok et­ki­le­yen bu şöh­ret­le­ri ken­di alan­la­rı ha­ri­cin­de­ki bir alan­da gör­me­nin, bi­re­yin şöh­ret­le ku­ra­bi­le­ce­ği duy­gu­sal iliş­ki­nin da­ha da de­rin­leş­me­si­ni sağ­la­ya­bi­le­ce­ği var­sa­yı­mıy­la tüm ta­raf­la­ra (tü­ke­ti­ci-şöh­ret-pa­zar­la­ma­cı) bir ka­za­nım ya­ra­ta­bi­le­ce­ği dü­şün­ce­si­dir.

Tü­ke­ti­ci­nin, şöh­re­tin eser­le­rin­den duy­du­ğu haz­zın, şöh­re­tin ürün ya da mar­kay­la iliş­ki­len­di­ril­me­siy­le da­ha so­mut bir bi­çi­me dö­nüş­me­si sağ­la­nır ki, tü­ke­ti­ci açı­sın­dan o ürü­ne sa­hip ol­mak ve/ve­ya kul­lan­mak­la bel­ki de zir­ve nok­ta­sı­na ula­şı­la­bi­lir. İş­te ürün ya da mar­ka­nın de­ğer­le­ri ile şöh­re­tin de­ğer­le­ri ör­tüş­tü­ğü tak­dir­de ve he­def­le­nen ta­raf olan tü­ke­ti­ci­nin de­ğer­le­riy­le de bir uyum söz­ko­nu­su ol­du­ğun­da, tü­ke­ti­ci­nin bu bir­lik­te­li­ğe say­gı duy­ma­ma­sı iş­ten bi­le de­ğil­dir.

Pa­zar­la­ma­nın in­san­la­rı he­do­nist duy­gu­la­ra tut­sak et­ti­ği­ni, tü­ke­tim çıl­gın­lı­ğı­na yö­nelt­ti­ği­ni söy­le­yen­ler bu­lu­na­bi­lir. Bi­re­yin mut­lu­lu­ğu esas alın­dı­ğın­da, bu mut­lu­luk, sa­hip olu­nan de­ğer­le­ri ve dün­ya­yı yok et­me­di­ği sü­re­ce, ni­çin aşk, sev­gi, seks, sa­nat gi­bi ol­gu­lar­ca ol­du­ğu ka­dar ürün ya da mar­ka­lar­ca da sağ­lan­ma­sın? Şöh­ret bil­fi­il ki­şi­li­ği ya da ya­pıt­la­rıy­la bi­re­yi mut­lu edi­yor­sa, bu şöh­ret­le ev­len­miş olan se­vi­len ürün ya da mar­ka­lar da çif­te mut­lu­lu­ğa gi­den yo­lu aça­cak­tır. Bu se­bep­le pa­zar­la­ma­da şöh­ret kul­lan­mak ti­ca­ri bir amaç gü­dü­yor gi­bi gö­rün­se de, tü­ke­ti­ci­nin çok da­ha mem­nun ol­ma­sı­nı sağ­la­ya­rak, mar­ka­nın psi­ko­lo­jik de­ğe­ri­ni ar­tı­ra­cak­tır. Baş­ka bir de­yiş­le, bir tü­ke­ti­ci­nin sev­di­ği mar­ka­nın ta­mam­la­yı­cı bir un­su­ru ola­rak yi­ne sev­di­ği ve be­ğen­di­ği şöh­ret­le­ri bir­lik­te gör­me­si hem mar­ka­ya, hem şöh­re­te, hem de tü­ke­ti­ci­si­ne ya­rar sağ­la­ya­cak bir iliş­ki bi­çi­mi­dir. Do­la­yı­sıy­la bu ki­ta­bı yaz­mak, şöh­ret­le­rin as­lın­da ne ka­dar çok ya­şa­mın, do­la­yı­sıy­la pa­zar­la­ma­nın da vaz­ge­çil­me­zi ol­du­ğu­nu vur­gu­la­mak açı­sın­dan bir gö­rev ol­muş­tur.